Koroner damar tıkanıklığında uygulanan bypass ameliyatı artık tek bir teknikten ibaret değil. Klasik sternotomi (göğüs kemiğinin önden açıldığı yöntem) altın standart olma özelliğini korur; çünkü iki meme atardamarı dahil tüm greft kombinasyonlarını serbestçe kullanmaya olanak tanır ve uzun dönem damar açıklığı en güçlü verilerle desteklenir.
Hastaya daha küçük kesi konforu sunan yaklaşımlar da gelişti. Yan kaburga aralığından yapılan minimal invaziv ya da robot destekli girişimlerde göğüs kemiği kesilmez; ağrı ve iyileşme süresi azalır, estetik iz daha küçüktür. Ancak “kapalı bypass” diye anılan bu tekniklerin önemli sınırlamaları vardır:
- İki atardamarla çoklu greft yerleştirme çoğu merkezde sınırlı kalır.
- En kritik nokta ise literatürde kapalı bypass sonrası greftlerin uzun dönem açık kalma oranlarına ilişkin yeterli veri henüz yoktur. Amerika ve Avrupa’da bu yöntem yaygın olarak uygulanmamaktadır.
Dolayısıyla yaygın çok damar hastalığı, diyabet veya kalp kasılma zayıflığı gibi durumlarda klasik teknik, halen uzun vadede en güvenli seçenek kabul edilir. Tek damar tutulumu olan, göğüs kemiği açılmasını istemeyen uygun hastalarda ise minimal invaziv yöntemler tatmin edici sonuç verebilir.
En doğru karar, cerrah, kardiyolog ve anestezistten oluşan kalp ekibi tarafından damar haritanız ve risk profiliniz birlikte değerlendirilerek verilmelidir. İkinci uzman görüşü almak, sizin için en avantajlı tekniği netleştirmenin güvenli yoludur.
Kalp hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında daha fazla bilgi edinmek, ikinci bir uzman görüşü almak veya randevu oluşturmak için iletişim danışmanımızla 0542 473 51 15 numaralı telefon hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Gelişmeler için Instagram hesabımızı takip edebilir veya diğer yazılarımıza blog sayfamızdan ulaşarak inceleyebilirsiniz
